Üniversiteye başladıktan ve çevremde gönüllülük faaliyetlerine tanık olduktan sonra, kendim de gönüllü olmak için fırsatlar aramaya başladım; topluluğumda etki yaratmayı ve hayata dair yeni şeyler öğrenmeyi hedefledim.

İlk bakışta, gönüllülük iş fırsatlarını değerlendirmenin veya özgeçmişinizi geliştirmenin bir yolu gibi görünebilir. Ancak, böyle düşünülmemelidir. En önemlisi, bizi başarılı, faydalı ve derinden tatmin olmuş hissettiren bir deneyimdir. STK'lara katılmak, topluluklarımız üzerinde anlamlı bir etki yaratmamızı sağlarken aynı zamanda bir tatmin ve rahatlama hissi de sağlar.

Toplum yararlarının ötesinde, gönüllülük ufuklarımızı da genişletir. Örneğin, ilkokul öğrencilerine İngilizce öğretmek yalnızca çocuklara yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda bir sınıfı nasıl yöneteceğinizi, zamanınızı nasıl organize edeceğinizi ve küçük zaferlerde nasıl neşe bulacağınızı da öğretir - örneğin öğrenciler İngilizce olarak sayıları saymaya başladığında. Benzer şekilde, bir STK için bir etkinlik düzenlemek, sizi yeni insanlarla ve bakış açılarıyla tanıştırırken etkinlik planlamanın temellerini öğretebilir.

Üniversitemin aktif kulüp kültürü, mezunlar vakıflarımız ve değerli arkadaşlarımdan aldığım ilham sayesinde gönüllülüğün önemini erken fark edebildiğim için minnettarım. Bu deneyimler yolculuğumu şekillendirdi ve zamanımızı ve enerjimizi özverili bir şekilde verdiğimizde yaratabileceğimiz derin etkiyi bana hatırlatmaya devam ediyor.